Şehirler büyür, gelişir, yollar yapılır, binalar yükselir… Ama bir şehir, çocukların sesiyle şenlenmedikçe gerçekten yaşamıyor demektir. İşte Ortahisar bu bayram bir başka güzeldi. Sanki sokaklar, caddeler, parklar dile geldi; “Çocuklar gelsin, neşe gelsin” dedi.
Ahmet Kaya, başkan koltuğuna oturdu ama orada oturup kalmadı. Kalktı, düşündü, çocuklar için bir hayal kurdu. Öyle bir hayaldi ki sadece boya kalemleriyle çizilmiyordu, çocuk kahkahasıyla boyanıyordu. Sonra bu hayali, belediyenin dört duvarı arasında bırakmadı; aldı, şehre serdi. Her köşeye bir etkinlik, her güne bir heyecan koydu.
Ne mi oldu? Ortahisar on gün boyunca bayram yeriydi. Kitaplarla tanışan minikler, uzay çadırında yıldızlara selam durdu. Tiyatrolar kuruldu, masallar anlatıldı, şarkılar söylendi. Ama en güzeli neydi biliyor musunuz? Çocuklar oyun oynadı. Hani eskilerdeki gibi… Halat çektiler, çuvalın içine girip zıpladılar, kaşığa yumurta koyup düşürmemeye çalıştılar. Ekranlardan başlarını kaldırdılar, toprağa, oyuna, arkadaşlarına karıştılar.
Veliler öyle mutlu, öyle huzurluydu ki...
Yıllar sonra bir bayramda gerçekten bayram ettik" dediler.
O kadar kalabalık, o kadar doluydu ki etkinlik alanları, şehir bile şaşırdı bu coşkuya.
Bakın dostlar, belediyecilik sadece asfalt dökmek, kaldırım yenilemek değil. Gönül işi bu. Hele çocuklara dokunuyorsa, o zaman iki kere kıymetli. İşte Ahmet Kaya bunu yaptı. Çocukların dünyasına misafir oldu, onlara bir bayram değil, anılar armağan etti.
Helal olsun Başkan’a. Kocaman bir şehirde, küçük yüreklerin sesini bu kadar iyi duyabildiği için. Dilerim bundan sonraki her bayramda da böyle gülsün Ortahisar. Çünkü çocukların güldüğü yerde kötülük barınmaz.
Biz de büyüdük ama içimizde bir çocuk hâlâ yaşıyor ya… Bu bayram o çocuk çıktı dışarı, koştu, oynadı. Dedi ki içimizdeki çocuk:
“Ortahisar’da yaşamak güzelmiş be.”