Büro Emekçileri Sendikası (BES) Trabzon Şube Başkanı Ayhan Kanber, 2025 yılı toplu sözleşme süreci öncesi bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada kamu emekçilerinin yaşam koşullarının her geçen gün arttığına, eşitsizliğe dikkat çekildi. Ayrıca kamu emekçilerinin taleplerinin karşılanması için mücadele etmeye devam edecekleri vurgulandı.
Büro Emekçileri Sendikası Trabzon Şubesi Başkanı Ayhan Kanber'in yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
İktidarın, bir ekonomik büyüme politikası olarak tercih ettiği ve bugüne kadar israrla uyguladığı ücret politikaları yandaş iş adamlarını ve sermaye gruplarını mutlu etmeye devam ederken, bizler yoksullaşmaya devam ediyoruz. Uygulanan bu ekonomik programla, başta biz kamu emekçileri olmak üzere, emeğiyle geçinen geniş kesimlerin sınırının üzerinde bir eşikte tutulmaktadır. Her gün bizleri daha fazla yoksullaştıran bu politikalara rağmen, iktidar mensuplarının her kurduğu cümlede, bizleri enflasyona ezdirmedikleri yalanını söylemeye devam etmektedir. Oysa bizler, her geçen gün pazara, markete ve diğer ihtiyaç duyduğumuz tüketim mallarına daha zor ulaşıyoruz, en temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaktan uzaklaşıyoruz. Yani iktidar mensupları uyguladıkları bu politikalara nasıl güzelleme yaparlarsa yapsınlar, biz emekçilerin ve yoksulların yaşadığı derin yoksullaşma gerçeği değişmiyor.
İktidarın Bizlere Dayattığı Yoksulluk, İçinden Çıkılmaz Bir Hal Aldı! İktidar tarafından sürdürülen bu yoksullaştırıcı politikalar neticesinde, özellikle kent yoksulluğu, içinden çıkılamaz bir hal almıştır. Bu sebeple özellikle büyük kentler, emekçiler için sürgün yerleri haline gelmiştir. Kentlerde, başta barınma sorunu olmak üzere, emekçilerin temel ihtiyaç olarak yaşam kaynaklarına olan erişimleri, her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Emeklilerin açlık sınırının yarısı oranında bir gelirle yaşamaya mahkûm edilmesi gerçekliğinde tecrübe ettiğimiz gibi...
Yoksullaştırma Politikaları En Çok Kadınları ve Çocukları Mağdur Ediyor! Yaşanan bu derin yoksullaşma, muhakkak bütün toplum kesimlerini eşit derecede vurmuyor. Bu derin yoksullaştırma politikalarından kadın emekçiler ve çocuklar, daha fazla mağdur olmaktadırlar.